Başlıklar
Trombosit düşüklüğü tedavisi
Trombositler, kemik iliği hücrelerinden üretilen pıhtılaştırma özelliğindeki bir kan hücresidir. Daha detaylı bilgi için “trombosit nedir” isimli başlığı inceleyebilirsiniz. Trombosit düşüklüğü tedavisi ya da trombositopeni tedavisi kişinin hikayesine, genel sağlık durumuna ve trombositopeninin seviyesine göre belirlenir. Bu hasta eğer aşırı alkol tüketen biriyse alkol tüketimini sınırlaması konusunda uyarılır.
Kan sulandırıcı özellikte olan ilaçları hasta çok sık kullanıyorsa bu ilaçlar bıraktırılır ya da daha uygun bir ilaç yazılır. Bu önlemler alındıktan sonra hasta belirli aralıklarla tam kan sayımı testine tabi tutularak bir süre takip altına alınır. Sonuçlarda olumlu bir değişiklik oluyorsa daha derin bir tedaviye ihtiyaç duyulmaz.
Trombositopeni yaşayan kişilerin kanamaya ya da morarmaya sebep olabilecek her türlü aktiviteden kaçınması gerekir. Bu şekilde ciddi sonuçlardan olabildiğince korunur. Ağır seyreden trombositopeni durumlarında derin tetkikler yapılır. Yani bu duruma sebep olan bir hastalık ya da altyapı varsa bu ortaya çıkarılır. Hastalığa özgü tedaviler iyi sonuç verdiğinde trombosit seviyesi de normale dönecektir. Ağır trombosit düşüklüğünde tıbbi tedavi şart olmakla birlikte, hafif seyredende ise gözlem eşliğinde tedavi sürdürülür. Farkı hastalıklara göre çeşitli trombositopeni tedavileri vardır:
- İlaçların değiştirilmesi (Trombosit düşüklüğü sebebi olan ilaçların değiştirilip, yerine aynı etkiye sahip olan ama trombosite zarar vermeyen ilaçların yazılması durumun düzelmesini sağlar.)
- Trombosit yükselten ek ilaçların yazılması (Globulin, kortikosteroid, steroid gibi içerikleri olan ilaçlar trombosit seviyesini yükselten ilaçlardır. Eğer trombosit seviyesini düşüren ilaçların kullanımı zorunlu ise bu içeriklere sahip ilaçlar ek tedavi olarak yazılabilir. Duruma göre tek başına da yazılabilir. Bu tamamen hastalığın ne olduğuna göre değişiklik gösterecektir.)
- Damardan kan takviyesi almak (Sadece trombosit takviyesi de alınabilmektedir. Bu şekilde kanda trombosit açığı kapatılır. Bu takviye işlemine kan transfüzyonu ya da trombosit transfüzyonu )
- Kan plazmasının değişmesi sağlamak
- Dalağın ameliyat ile alınması (Dalağın devamlı şişerek sorun çıkardığı durumlarda dalak alınabilir. Kişiler dalak olmadan da normal yaşamlarını devam ettirebilirler; ancak diğerlerine oranla çok daha dikkatli olmaları gerekir.)
Tıbbi tedavilerin yanı sıra hastalar beslenme alışkanlıklarını da değiştirmek zorundadır. Beslenme tarzı bizim sağlığımızın ne durumda olabileceği konusunda ciddi mesajlar verir. Düşük trombosit seviyesini normal aralığına yükseltebilmek için tüketilebilecek bazı besin grupları şunlardır:
- C vitamini kaynakları (Yeşil yapraklı bitkiler ve turunçgiller C vitamini açısından zengin olan besinlerin başında gelir. Ayrıca koyu renkli bitkiler de kan plazmasına ciddi katkı sağlar ve tedavinin iyi sonuca varmasını hızlandırır.)
- Aloe vera jeli (Hücre yenileme özelliğinde olan bu jel iç ve dış beslenme sağlayabilecek pek çok üründe bulunabilmektedir. Yani hem cilde sürülebilir hem de uygun oranlarda elde edilen karışımlar ile içilip yenebilir.)
- B12 kaynağı gıdalar (B12 kaynakları haftalık olarak belli oranlarda tüketilmelidir. Özellikle deniz ürünlerinde B12 bol miktarda bulunur.)
- A vitamini kaynağı besinler (Karaciğer, A vitaminini bize en kısa yoldan kazandırabilecek bir besindir. 150 gramlık bir tüketim ile haftalık A vitamini ihtiyacı karşılanmış olur. Daha fazlası tüketilmemelidir. Aksi halde yüksek kolesterol, karın ağrısı ve A vitamini zehirlenmesi gibi durumlar yaşanabilir. Sakatat sevmeyenler için süt, yumurta, balık yağı, tereyağı, yeşil yapraklı bitkiler, koyu yeşil renkteki sebzeler ve havuç gibi kıymetli seçenekler de vardır.)
- Bir önceki yazımızda Trombosit düşüklüğü konusunu ele almıştık. Okumak için Trombosit düşüklüğü nedir yazısını okuyabilirsiniz.
- Bir sonraki yazımızda ise, Trombosit yüksekliği konusundan bahsettik. Okumak için Trombosit yüksekliği nedir yazısını okuyabilirsiniz.